Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ve Yönetim Kurulu üyeleri, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ve Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci’yi ziyaret ederek, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve üyeleri ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında gereğinin yapılması için başvuruda bulundu.
TBB Yönetimi ilk olarak HSK Başkanvekili Ekinci’yi ziyaret ederek, Anayasa Mahkemesi’nin; Hatay Milletvekili Can Atalay başvurusuna ilişkin hak ihlali kararı ile infazın durdurularak tahliyesinin sağlanmasına yönelik hükmü sonrasında yaşanan yargı krizine ilişkin görüş ve değerlendirmelerini aktardı.
CAN ATALAY DİLEKÇESİ
Görüşmede, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayarak Can Atalay’ı serbest bırakmayan ve dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında inceleme başlatılması ve görevden uzaklaştırılmaları talepli başvuru dilekçesi sunuldu.
TBB Yönetimi daha sonra, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’le görüşerek yaşanan krizin çözümüne ilişkin görüşlerini paylaştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Can Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak Anayasa’yı ihlal ettiğine dikkat çekilen görüşmede, söz konusu dairenin Başkan ve üyeleri hakkında disiplin soruşturması açılması ve sonucunda “görevden el çekilmeye davet” işleminin uygulanması talepli dilekçe takdim edildi.
“YARGININ SEBEP OLDUĞU DÜĞÜMÜ YİNE YARGININ İLGİLİ KURUMLARININ ÇÖZMESİ GEREKİR”
Görüşmeden sonra TBB Başkanı Erinç Sağkan, Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte bir basın açıklaması yaptı. Sağkan, açıklamasında şunları söyledi:
* “Bireysel başvuru yurttaşlarımız için çok önemli bir kazanımdır. Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru neticesinde verdiği hak ihlali kararlarının uygulanamayabileceği gibi bir algının oluşmasına müsaade etmemeliyiz. Bu, Anayasa Mahkemesi’nin itibarını korumak olduğu kadar yurttaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini korumak bakımından da bizlere düşen temel bir görevdir.
* Şunu biliyoruz ki; Anayasa Mahkemesi’nin kararının uygulanacağı merci ilk derece mahkemesi olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’dir. Anayasa Mahkemesi kararında açıkça yeniden yargılama yapılmasına, yeniden yapılacak yargılama neticesinde durma kararı verilmesine ve Can Atalay’ın tahliye edilerek hükmün infazının durdurulmasına karar vermiştir. Bu uygulamaları yapabilecek olan makam Yargıtay değildir. Çünkü Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi daha önce dosya hakkında esastan karar vererek dosyadan el çekmiş durumdadır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi yetkisi olmayan bir konuda, Anayasaya aykırı, Anayasal düzeni de açıkça ihlal eden bir karara imza atmıştır.
* İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyadaki durumu incelemeden, Anayasa Mahkemesi kararının gereğini yerine getirmeden dosyayı doğrudan Yargıtay’a göndermesi en büyük hata olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple öncelikle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkan ve üyeleri hakkında disiplinel soruşturma için başvurumuzu gerçekleştirdik. Daha sonra Yargıtay Başkanımızı, Başsavcımızı ve Genel Sekreterimizi ziyaret ettik. Yargıtay Başkanımız ve HSK Başkanvekilimiz, içerisinde bulunulan kaostan bir an önce çıkılması gerektiğini ve bu durumdan rahatsızlık duyduklarını ifade ettiler. Ayrıca , bireysel başvuru kurumunun gerçekten yurttaşlarımız için çok önemli bir kazanım olduğunu da ifade ettiler.
* Yargının sebebiyet verdiği bir düğümü bir başkasının değil yine yargının ilgili kurumlarının çözmesi gerekir. Biz savunma makamı olarak yargının içinde bulunduğu ağır durumdan, yurttaşların hukuki güvenlikten tamamen uzaklaştıklarını hissettikleri bu ağır zaman diliminden bir an önce çıkılması için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.”