Motokurye olarak çalışan ve sipariş bıraktıktan sonra önünü kesen E.Ö. tarafından 25 yerinden bıçaklanarak öldürülen üniversite öğrencisi Ata Emre Akman cinayetinin yankıları sürüyor. anne Zuhal Akman, E.Ö.’yü babasının azmettirdiğini iddia ederek “Ata’nın sipariş götürdüğü apartmanda, bu caninin babasının daha öncesinde birlikte olduğu söylenilen bir kadın oturuyormuş. O gece apartmandan kim çıksa bunu yaşayacaktı” dedi. E.Ö., çıkarıldığı mahkemede tutuklanırken, babası serbest bırakıldı.
İstanbul’da yaşayan ve 1 yıl önce Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü’nü kazanan 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayıs’ta Balıkesir’in Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokak’ta, motosikletle sipariş bıraktığı adresten dönerken E.Ö.’nün bıçaklı saldırısına uğrayarak hayatını kaybetti. Üniversite öğrencisi Ata Emre Akman’ın acılı annesi Zuhal Akman, saldırıyı gerçekleştiren E.Ö.’yü babasının azmettirdiğini iddia etti.
“Onun Lizbon’a benim de Paris’e gitme hayalimiz vardı”
Ata Emre Akman’ın saldırıya uğramadan yaklaşık 1 hafta önce işe girdiğini ve kendi kazandığı parayla Anneler Günü’nde sürpriz yapmak istediğini söyleyen anne Akman, “Ata, kendi bireyselliği için çalışıyordu. Ne Ata’nın ne de bizlerin herhangi bir mali sıkıntısı yoktu. Çünkü bu çocuk 13 yaşında da çalıştı ve kendisine elektro gitar aldı. Anneler Günü’yle ilgili kısa sürede çalışıp bir sürpriz yapma durumu varmış, işte böyle bir sürpriz oldu. O gece Ata’yı aradım, meşgule attı ‘annem ben seni sonra ararım’ diye mesaj yazmış, sonra öğreniyorum ki çalışıyormuş, dağıtım yapıyormuş. Yarım saat sonra aradı, kahkahalar attık. Onun Lizbon’a benimse Paris’e gitme hayalimiz vardı” dedi.
“Ata’nın yanına çıkıp yattım, biraz sarıldık”
Çeşitli üniversitelerde öğretim üyesi olarak görev yapan Beden Eğitimi Öğretmeni Zuhal Akman, olayın gerçekleştiği gün yaşadıklarını anlatarak, “Olay gecesi sabaha karşı eşime telefon geldi. Polis, ‘Oğlunuz bir bıçaklanma olayına karıştı, ağır yaralı ve ameliyata alındı, buraya gelmeniz gerekiyor’ deyince eşim ağlamaya başladı. Balıkesir’e doğru yola çıktık. Tuhaf bir geceydi, yağmurlu ve sisliydi. Yoldayken eşim hastaneyi aradı ancak ‘Ata Emre Akman diye bir hasta yok’ deniliyordu. Çünkü artık yok. 150-180 kilometre hızla Balıkesir’e vardık. Acil servisten çıktıktan sadece 5 dakika sonra morgdaydık ve ikinci raftan oğlumuzu çekiyorlardı. Sonra sedyeyi aşağı indirdiler, örtüyü açtım, Ata olduğu söyleniyor ama Ata değil. Ata olamaz çünkü saçları kısaydı. Bilmiyordum ki, saçlarını kestirmiş; Anneler Günü’nde bana sürpriz yapacakmış. Her tarafını açtım ve baktım. Otopsiden sonra bütün izleri, her şeyi gördüm. Sonra yetkililere ‘o sedye beni kaldırır mı?’ diye sordum ve Ata’nın yanına çıkıp yattım, biraz sarıldık. Çünkü bir daha sarılıp yatma şansımız olmayacaktı. Baktım ki ellerim kanlanmış. Bir müddet sonra artık Ata’dan ayrılmam gerekiyordu. Sonra tabut geldi, oradaki görevli, birisine ‘el atın da kaldıralım ‘ dedi. ‘Ben annesiyim, ben çocuğumu kaldırırım’ dedim. Kaldırdım, kuş gibiydi. Zaten Ata, Ata’ya benzemiyordu. İnsan bir anda mı değişir?” diye konuştu.
“Ev bakacakken mezar yeri baktık”
Ata’nın üniversitede okuduğu dönem boyunca askeri misafirhanede kaldığını ve gelecek yaz eve çıkmak istediğini söyleyen anne Akman, “Biz ev bakacakken mezar yeri baktık. Ata, geçen yıl tek başına yaklaşık 11 ülke dolaştı. Koca Avrupa’da farklı farklı ülkelerde bir şey olmadı da kendi ülkemde Balıkesir gibi bir yerde böyle şeyler yaşadık. Ata, 2004 yılında Balıkesir’de doğdu. Balıkesir’de üniversiteyi kazandı ve Balıkesir’de sonu bitirdi. Halbuki sadece hayatının ilk 3 yılını Balıkesir’de geçirmişti, bir de son yılını” ifadelerini kullandı.
“Hayali dünyayı gezmekti”
Ata’nın dünya turu yapmak gibi bir hayali olduğunu ifade eden Akman, “Jazz severdi, çok kitap okurdu, müzik kulağı müthişti. Bir taraftan gitar çalardı. Mantıklı, realist ve romantik bir çocuktu. Hayali, dünyayı gezmekti. Hayvanları çok severdi. Bir köpeğimiz vardı, geçen yıl aramızdan ayrıldı. Şimdi muhtemelen çılgınca oynuyorlardır, çünkü Ata’yı çok seviyordu” dedi.
“Üzerinde kurye olduğunu belirten pizzacı montu var”
Anne Akman, “Katil azmettirildi, bunun farkındayız. Katilin 17 yaşında olduğu söyleniyor. Bıçaklama ve kasten yaralama gibi 6 ayrı suç kaydı var. O caninin babası da cinayetten dolayı 10 yıldır Buca Cezaevi’nde yatıyor. Cinayetten yatan bir adam hafta sonu için izinli çıkabiliyor, Türkiye’de yeni bir meslek grubu oluşabilir. Babası da cezalandırılmalı, çünkü azmettiricisi o. ‘Benim yapamadığımı artık çocuğum yapacak’ diye oğluna el veren kişi babası. Ata’nın sipariş götürdüğü apartmanda, bu caninin babasının daha öncesinde birlikteliği olduğu söylenilen bir kadın oturuyormuş ama o kadın bir başkasıyla evliymiş. O caninin babası, eski kadın arkadaşına ‘senin imam nikahlı eşini öldüreceğim’ diyor. Kadının alt kattaki arkadaşına da bilenmiş, onu da tehdit ediyor ve ‘senin oğlunu öldüreceğim’ diyor. Bu caninin azmettiricisi olan babasının şöyle bir beyanı var; ‘artık benden iş geçti, benim yapamadığımı oğlum yapacak görürsünüz’ diye tehditleri var, bunun da tanıkları var. Yani o gece apartmandan kim çıksa bunu yaşayacaktı. O geceki görüntülerin bir kısmını istemeden izledim, Ata’nın üzerinde kurye olduğunu belirten pizzacı montu var. Ata’nın orada işini yaptığı belli” diye konuştu.
“Katiller evci olarak dışarıya çıkmasın”
E.Ö.’nün babasının da en ağır cezayı alması gerektiğini söyleyen Akman, “Hukuka güveniyorum. Lütfen katiller evci olarak dışarıya çıkmasın. Çünkü onlar sadece kendilerine değil, tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya zarar” ifadelerini kullandı.
Baba Akman: Ben sevmeyi Ata’dan öğrendim
Ata’nın Babası Emekli Subay Erol Akman ise “Ata, insanlara dokunmayı seven bir çocuktu. ‘Ben sevmeyi Ata’dan öğrendim’ denilen bir çocuk. Arkadaşları bana ‘ben sevmeyi Ata’dan öğrendim’ dediler, bu ne kadar güzel bir şey. Böyle bir çocuk benim elimden kaydı. Ben 25 bin asker yetiştirdim. 25 bin askerin kılına zarar gelmedi ama kendi oğlumu koruyamadım. Benim oğlum, sadece öldürme gayesiyle bir yerde hazır bulunan bir cani tarafından ve bunu meslek haline getirme aşamalarında olan birisi tarafından katledildi. Biz çocuklarımızı bunun için mi yetiştirdik? Kız kardeşi var, ben onu nasıl sokağa salacağımı bilmiyorum. İstanbul’dan korkuyor, Balıkesir’den korkmuyordum. Kardeşinin sınavı var, nasıl girecek? Bir yeri kazansa bile ben onu nasıl göndereceğim? Bu saatten sonra insanlar çocuklarını nasıl güvenle başka bir şehre okumak ve bu memlekete faydalı bir birey olmak için gönderecek ? Bu vaka güvenin ayaklar altına alındığı bir vakadır. Bu dava sonuna kadar takip edilmeli” diye konuştu.
“Annesine hediye almak istiyordu”
Ata’nın liseden arkadaşı Efe Toprak Ateş (20) de “Ata tanıdığım en iyi insanlardan biri. Birbirimize çok yardım ettiğimiz günler oldu. Hiç kötü anımız yok. Hafta sonları yanımıza geliyordu. En son olay yaşanmadan yani işe başlamadan 1 hafta önce konuşmuştuk. Dünya turu yapmak istiyordu, öyle bir hayali vardı. Bu yaz beraber hayalimiz vardı, işe başlama sebeplerinden biri de oydu, hem yaklaşan Anneler Günü için annesine hediye almak istiyordu hem de yazın hep beraber tatile gidecektik. Onun için işe başlamış, para biriktiriyordu” dedi.