GEBZE Teknik Üniversitesi (GTÜ), Tarım ve Orman Bakanlığı ve sanayi iş birliği ile ‘Sürdürülebilir Kenevir Yetiştiriciliği Projesi’ kapsamında Kocaeli’de ilk defa akıllı gübre ve akıllı tarım teknolojileriyle organik endüstriyel kenevir yetiştirildi. GTÜ Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü Dr. öğretim üyesi Nurgül Kıtır Şen, “Yüzde 60-70’lere kadar verim artışları elde ettik ve buna istinaden de kenevir de kendimiz geliştirdiğimiz, kendi ağırlığının 500 ile 1000 katını su tutabilen, su tutucu ve akıllı gübrelerle kendi mikroorganizma içerikli ya da herhangi bir azot DAP gübresi, bu tarz kimya gübreleri de içine entegre edebileceğimiz kontrollü salınımlı gübreler yaptık” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın özel araştırma izni ile Kocaeli’de ilk defa akıllı gübre ve akıllı tarım teknolojileri ile organik endüstriyel kenevir yetiştirildi. Sürdürülebilir Kenevir Yetiştiriciliği Projesi kapsamında GTÜ, Tarım ve Orman Bakanlığı ve sanayi işbirliği ile farklı sektörlerde kullanım amacına yönelik nitelikli organik endüstriyel kenevir ve stratejik öneme sahip bitkilerde yapay zeka destekli sistemlerle gübreleme çalışmaları yapılıyor. Kısıtlı sulama koşullarında yetişmesi sağlanarak sanayiye uygun etkin lif, kıtık ve yağ verimi ile kalite alınması hedeflenen projede, yerli tohum ve formüllerin akıllı gübreler ile çevre dostu, karbon emisyonunu azaltan, minimum girdi ile maksimum fayda sağlayan teknolojilerle sanayiye yönelik üretim reçeteleri oluşturuluyor. Projede asıl amaç küme projeler başlatılarak sanayicinin çevre dostu üretimle ihtiyacı olan ürünleri yerel olarak tedarik edebilmesini sağlamak ve inovatif ürünler geliştirmek.
‘ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR BİTKİ’
Proje yürütücülerinden GTÜ Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü Dr. Öğretim üyesi Nurgül Kıtır Şen, hem projeyi hem de amaçları anlattı. Şen, “Projemizin amacı şu; biz üniversite ve ekibimiz olarak, bir grup akademisyen olarak kendi geliştirdiğimiz akıllı gübreler ve akıllı tarım teknolojileriyle kenevir ve tarımda kullanılan ürünlerin yetiştiriciliği üzerine reçeteler oluşturma ile ilgili çalışmalar yaptık. Şu anda da 2’nci yılında devam ediyoruz. Sanayicide şöyle bir problem var; kenevirin çok farklı, çok fazla kullanım alanı var. Ülkemiz için çok önemli bir bitki. Kendi geliştirdiğimiz akıllı gübreler ve biyostimülantlar vardı. Bu gübreleri farklı ürünlerde uygulayarak etkinliklerini elde ettik. Güzel verimler elde ettik. Yüzde 60-70’lere kadar verim artışları elde ettik ve buna istinaden de kenevirde kendimiz geliştirdiğimiz, kendi ağırlığının 500 ile 1000 katını su tutabilen, su tutucu ve akıllı gübrelerle kendi mikroorganizma içerikli ya da herhangi bir azot DAP gübresi, bu tarz kimya gübreleri de içine entegre edebileceğimiz kontrollü salınımlı gübreler yaptık” dedi.
‘GÜBREDEN ÇOK CİDDİ BİR TASARRUF EDİLİYOR’
Sıvı gübrenin bütün sahaya uygulanmasını kayıp olarak gördüklerini belirten Dr. Şen, “Günümüzün en büyük problemlerinden bir tanesi iklim değişikliği, küresel ısınma ve bundan dolayı karşılaştığımız su kısıtı problemleri ve bu sene çok yaşadığımız problemlerden bir tanesi olan sıcaklık problemleri. Yüksek sıcaklıklardan dolayı bitkiler strese giriyor ve çiftçilerimiz de, bitkiler strese girdiğinden dolayı üretimlerde sıkıntılar yaşıyor, gerekli verimi ve kaliteyi alamıyorlar. Aynı zamanda özellikle kenevir yetiştiricileri üretim yaptıklarında ‘Biz bunu nereye satacağız? Hangi bölgeye satacağız? Hangi sanayide kullanılacak?’ şeklinde sorular soruyor. Açıkçası gerekli pazarı bulamıyorlar. Sadece bitkiyi tanımlayarak, yapay zeka sistemiyle bitkiye odaklı bitki besleme sistemlerine uyguluyoruz. Bu şekilde yüzde 50 ve 60’lara kadar sıvı gübrede, uygulamalarda çiftçimiz kendi sahip olduğu ya da kiraladığı pülverizatörle sıvı gübre uygulaması yapıyor ama bunu bütün sahaya uyguluyor. Bütün sahaya uygulamasını aslında bir kayıp olarak görüyoruz. Sadece bitkiye uyguladığında aslında sahanın gerekli olan fenolojik üretim döneminde yüzde 50’ye kadar sadece bitkinin konfor alanına gübreyi attığı zaman bu şekilde daha sağlıklı bir şekilde üretim yapılmış oluyor ve gübreden seyrediliyor. Yani gübreden çok ciddi bir tasarruf ediliyor” ifadelerini kullandı.
“YERLİ, MİLLİ ÜRÜNÜMÜZÜN ÜLKEMİZDE KALMASINI İSTİYORUZ”
Projenin amacından da bahseden Dr. Şen, “Tekonpark bünyesinde ticarileştirdiğimiz ürünlerimiz var. Aynı zamanda girişimci öğrencilerimizin kurduğu firmalarla da ortak çalışmayla da yine yapay zeka destekli sistemlerde biz bu arazide ortak olarak çalışıyoruz. Çünkü amacımız şu; hem sanayi işin içinde olsun hem endüstri işin içinde olsun hem de üreticilerimiz işin içinde olsun ve sözleşmeli üretimlerle bizim vereceğimiz, aslında bu projenin en büyük amaçlarından bir tanesi sanayiciye ve üreticiye üretim reçeteleri oluşturmak. Biz bunu başardık. Şimdi ilk yılımızda bu başardığımız reçete artık 2’nci yılımızda da daha etkin dozlarını, daha üst kalitede sistemlerle kombine etmeye çalışıyoruz ve bu şekilde, bu arazilerin bakanlığımız onayında ve bünyesinde geliştirerek bu sağladığımız dokümantasyonları bakanlığımız çerçevesinde yine üreticilerimizle paylaşmayı hedefliyoruz. Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi yerli ve milli üretime çok önem veriyoruz ve aslında kendi geliştirdiğimiz yerli, milli ürünümüzün ülkemizde kalmasını istiyoruz. Ülkemizde bulunan yatırımcılarla anlaşarak bu şekilde ürünümüzü ihracat yapabilecek düzeylere getirmek istiyoruz” dedi.
‘ASIL HEDEFİMİZ KARBON BELGELENDİRMESİ YAPMAK’
Dr. Şen, “Karbon ayak iziyle ilgili olarak da karbon salınım sanayide çok yüksek olması sebebiyle ağır vergilerin geliyor olması. Ülkemiz yine gönüllü ülkelerden bir tanesiyken 2026 yılında emisyonlarla ilgili zorunlu ülkeler arasına giriyor ve biz aslında burada 2026 yılına hazırlığımızı yapmaya çalışıyoruz. Kenevir bitkisi mucizevi bir bitki. Aynı zamanda bizim ürettiğimiz gübreler ve teknolojiler de bu mucizevi bitkinin karbon emisyonunun azaltılmasında takviye edici bir sistem oluşturuyoruz. Avrupa Birliği ile farklı projeler, yurt dışı projeler kapsamında çalışmalarımız var. Bu projeler kapsamında da asıl hedefimiz geliştirdiğimiz gübrelerin, geliştirdiğimiz teknolojilerin emisyonlarını hesaplayarak karbon belgelendirmesi yapmak” diye konuştu.