Bu dünyadan ve edebiyattan Nurullah Ataç geçti. Yazar, 67 yıl önce ebediyete intikal etti. Usta yazara dair bazı öne çıkan bilgiler…
Gerçek ismi Ali Nurullah Ata olan Nurullah Ataç, 21 Ağustos 1898’de İstanbul Beylerbeyi’nde dünyaya geldi. Ataç, Hammer’in Osmanlı tarihine dair meşhur eserinin önemli bir kısmını Devlet-i Osmaniyye Tarihi adıyla Türkçeye çeviren Maliye nazırlarından Mehmed Ata Bey’in oğludur.
Galatasaray Sultanisi’nden sonra eğitimine İsviçre’de devam eden Ataç, babasının ölümüyle 1919’da İstanbul’a döndü.
Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne devam eden Ataç, Fransızcasını kendi kendine geliştirerek Nişantaşı, Vefa, İstanbul ve Üsküdar liseleriyle Adana Lisesi’nde Fransızca dersleri verdi.
Türk edebiyatında türünün öncü isimlerinden kabul edilen ve ilk yazıları 1921-1922’de yayınlanan Ataç, tiyatro ve edebiyat eleştirilerine de yöneldi. Ataç, 1926’da Leman Ataç ile dünyaevine girdi.
Bu evlilikten Meral isminde bir çocuğu oldu. Usta yazar, öğretmenliğin yanı sıra Cumhurbaşkanlığı’ndaki mütercimlik görevini de emekliliğine kadar devam ettirdi.
Latin, Fransız, Rus klasik ve çağdaş yazarlarından 50’ye yakın çeviren Ataç, Türkçenin yabancı kelimelerden arındırılması çabalarına önem vermesiyle tanındı.
Gazetelerde yazılar yazdı
Ataç’ın “Akşam”, “Hakimiyeti Milliye”, “Ulus”, “Dergah”, “Milliyet”, “Tan”, “Posta”, “Cumhuriyet”, “Son Havadis”, “Dünya”, “Türk Dili”, “Varlık”, “Yedigün”, “Ülkü” ve “Seçilmiş Hikayeler”in arasında bulunduğu çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayınlandı.
Tiyatro eserlerine yönelik yazdığı eleştirilerle Türk tiyatrosuna yol gösteren yazar, Türk tiyatrosu ve seyircisinin Batı oyunlarıyla tanışması için gayret sarf etti.
“Göl Saatleri”
Yazı hayatına, Yahya Kemal’in idaresinde çıkan Dergah mecmuasında Ahmet Haşim’in “Göl Saatleri” üzerine bir eleştiri yazısı ve şiirlerle başlayan Ataç, kısa sürede şiirde başarılı olamayacağını anlayarak, sadece tiyatro ve edebiyat eleştirileriyle deneme yazılarına yöneldi.
Eleştiri ve denemenin usta ismi
Ataç, Türk edebiyatında en etkili yıllarını 1940-1955 arasında yaşadı. Yazılarında edebiyatın yenileşmesi ve anlaşılır olması, dilde özleşme, yazı dilinin konuşma dilinin imkanlarını kullanarak topluma daha çok hitap etmesi gibi konuları işledi.
Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde ürün veren ilk yazar ve eleştirmen olan Ataç, 1949’da Türk Dil Kurumu üyesi oldu ve 11 Şubat 1951’de ise aynı kurumun yönetim kuruluna seçildi.
Bir ara siyasetle de ilgilenen Ataç, Türk edebiyatında eleştiri ve deneme türünün gelişmesine önemli katkılar sundu. Güçlü hafızasıyla tanınan usta edebiyatçı, eserlerinde konuşur gibi bir dil ve hafif mizaha yaklaşan bir üslup tercih etti.
Türkçeye büyük hizmet
36 yıllık yazı serüveni boyunca 80’den çok dergi ve gazetede 4 binden fazla yazı yayınlayan Ataç, Batı edebiyatının önde gelen yapıtlarının Türkçeye kazandırılmasına öncülük etti.
Türkçenin söz dizimini araştırıp, konuşma dilinde bulunan devrik cümleyi yazı diline kazandıran Ataç, yazılarında genç edebiyatçıların çalışmalarına da yer verdi. Ataç, çeviri çalışmalarına önem verdi ve Latin, Fransız, Rus klasik ve çağdaş yazarlarından 70’e yakın kitap tercüme etti.
Nurullah Ataç öldü…
Eşinin vefatının ardından karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları yaşayan Ataç, 17 Mayıs 1957’de İstanbul’da hayatını kaybetti.
Kitap sayfası için iletişim: